SKDM – Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması

  • Anasayfa
  • SKDM – Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması

SKDM – Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması

Avrupa Birliği'nin (AB) iddialı iklim hedeflerine ulaşma yolunda attığı adımlardan biri olan Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında geliştirilen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), uluslararası ticaret ve iklim politikalarının kesişim noktasında yer alan yenilikçi ve bir o kadar da tartışmalı bir araçtır. İngilizce kısaltması CBAM (Carbon Border Adjustment Mechanism) ile de bilinen bu mekanizma, temel olarak AB'nin iklim değişikliğiyle mücadele çabalarının "karbon kaçağı" riski nedeniyle baltalanmasını önlemeyi amaçlar. Karbon kaçağı, AB içindeki şirketlerin sıkı iklim politikaları ve karbon fiyatlandırması (özellikle AB Emisyon Ticaret Sistemi - ETS) nedeniyle artan maliyetlerden kaçmak için üretimlerini daha gevşek çevre düzenlemelerine sahip ülkelere kaydırması veya AB ürünlerinin yerini daha karbon yoğun ithal ürünlerin alması durumudur.

SKDM'nin çalışma prensibi, AB dışından ithal edilen belirli ürünlere, bu ürünlerin üretim süreçleri sırasında salınan sera gazı emisyonlarına dayalı bir maliyet yüklemektir. Bu maliyet, aynı ürünlerin AB içinde üretilmesi durumunda AB ETS kapsamında ödenecek karbon fiyatına eşdeğer olacak şekilde tasarlanmıştır. Pratikte bu, AB'deki ithalatçıların, ithal ettikleri ürünlerin "gömülü emisyonları" (embedded emissions) kadar SKDM sertifikası satın almalarını gerektirecektir. Bu sertifikaların fiyatı, AB ETS'deki haftalık ortalama karbon izni (allowance) fiyatlarına endekslenecektir. Önemli bir nokta, eğer ithal edilen ürünün üretildiği ülkede zaten bir karbon fiyatı (örneğin bir karbon vergisi veya emisyon ticaret sistemi aracılığıyla) ödenmişse, bu miktarın AB'de ödenecek SKDM maliyetinden düşülebilecek olmasıdır. Bu, mekanizmanın çifte vergilendirmeyi önlemesini ve diğer ülkeleri kendi karbon fiyatlandırma sistemlerini kurmaya teşvik etmesini amaçlar.

SKDM, aşamalı olarak uygulamaya konulmaktadır. Ekim 2023'te başlayan bir "geçiş dönemi" bulunmaktadır. Bu dönemde ithalatçılar, herhangi bir mali yükümlülük altına girmeden, sadece ithal ettikleri ürünlerin gömülü emisyonlarını raporlamakla yükümlüdürler. Bu raporlama dönemi, hem AB otoritelerine hem de ithalatçı ve ihracatçı firmalara sistemin işleyişine hazırlanma ve veri toplama metodolojilerini geliştirme imkanı tanımaktadır. Mekanizmanın tam olarak yürürlüğe girmesi ve ithalatçıların SKDM sertifikaları satın alarak mali yükümlülük altına girmesi ise 2026 yılı için planlanmaktadır. Başlangıçta SKDM, karbon kaçağı riski yüksek olduğu düşünülen belirli sektörleri kapsayacaktır: Demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen. Gelecekte bu sektör listesinin genişletilmesi beklenmektedir.

SKDM'nin başta AB ile yoğun ticari ilişkileri olan ülkeler olmak üzere küresel ticaret üzerinde önemli etkileri olması beklenmektedir. Türkiye gibi AB'ye önemli ölçüde ihracat yapan ve özellikle SKDM kapsamındaki sektörlerde güçlü olan ülkeler için bu mekanizma hem bir zorluk hem de bir fırsat sunmaktadır. Zorluk, Türk ihracatçılarının ürünlerinin karbon ayak izini doğru bir şekilde hesaplama ve raporlama ihtiyacı ile potansiyel olarak ek maliyetlerle karşılaşma olasılığıdır. Bu durum, üretim süreçlerinde karbonsuzlaşmaya yönelik yatırımları zorunlu kılabilir. Fırsat ise, bu sürecin Türkiye'nin kendi yeşil dönüşümünü hızlandırması, enerji verimliliğini artırması, yenilenebilir enerji kullanımını yaygınlaştırması ve sonuçta daha sürdürülebilir ve rekabetçi bir sanayi yapısına kavuşması için bir itici güç olabilmesidir. Ayrıca, Türkiye'nin kendi ulusal karbon fiyatlandırma mekanizmalarını geliştirmesi durumunda, SKDM kapsamında ödenecek maliyetler azaltılabilir.

Sonuç olarak, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, AB'nin iklim hedeflerini koruma altına alırken aynı zamanda küresel düzeyde karbon emisyonlarının azaltılmasını teşvik etmeyi amaçlayan karmaşık bir politika aracıdır. Uygulanması ve etkileri konusunda uluslararası düzeyde tartışmalar devam etse de, SKDM'nin küresel ticaret dinamiklerini ve ülkelerin iklim politikalarını önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde etkileyeceği açıktır. Bu mekanizma, şirketleri ve ülkeleri üretim süreçlerinin çevresel etkilerini daha yakından incelemeye ve karbonsuzlaşma yolunda daha somut adımlar atmaya yönlendirmektedir.

Telefon WhatsApp